Tiroid Nodülleri ve Papiller Kansere Ameliyatsız Çözüm

Hayır. İşlem öncesi cilt ve nodül çevresine lokal anestezi uygulandığı için işlem sırasında belirgin bir ağrı hissedilmez. İşlem sonrası hafif bir rahatsızlık olabilir, bu da basit ağrı kesicilerle kontrol altına alınır.

Biyopsi sonucu iyi huylu (benign) olarak raporlanmış, bası semptomlarına (yutkunma güçlüğü, nefes darlığı, ses kısıklığı) veya kozmetik şikayetlere neden olan nodülleri olan hastalar uygun adaylardır. Ayrıca tiroid fonksiyonları normal olan, sıcak nodülü bulunan hastalar da bu tedaviden fayda görebilir.

Tiroid ablasyonu son derece güvenli bir işlemdir. Komplikasyon oranı çok düşüktür. Nadiren ses kısıklığı, işlem bölgesinde küçük hematom (kanama) veya enfeksiyon görülebilir. Bu yan etkilerin büyük çoğunluğu geçicidir.

Bu durum, sigorta poliçenizin kapsamına ve güncel SGK uygulamalarına göre değişiklik gösterebilir. En doğru bilgiyi kliniğimizi arayarak veya sigorta sağlayıcınızla görüşerek alabilirsiniz.

Tiroid nodül ablasyonu, cerrahiye gerek kalmadan, ısı (Radyofrekans Ablasyon, Mikrodalga Ablasyon) veya soğuk enerji (Kriyoablasyon) kullanarak tiroid nodüllerinin yok edilmesi işlemidir. Kliniğimizde, genellikle lokal anestezi altında, yüksek çözünürlüklü ultrason rehberliğinde ince bir iğne ile nodüle girilerek yapılır, bu da minimal invaziv bir yöntem olmasını sağlar. Antalya'da tiroid ablasyonu uygulamaları modern yöntemlerle, hasta konforu ön planda tutularak gerçekleştirilir.

Ameliyatsız tiroid tedavileri, cerrahi kesi, genel anestezi ve hastanede yatış gerektirmez. Bu sayede hastalar daha az riskle karşılaşır. Daha az ağrı, tiroid ablasyonu sonrası hızlı iyileşme süresi (genellikle birkaç gün), tiroid fonksiyonlarının korunması (tiroid hormon takviyesine ihtiyaç duyulmaması) ve boyunda gözle görülür yara izi olmaması gibi önemli kozmetik ve fonksiyonel avantajlar sunar. Bu sayede hastalarımız çok daha hızlı bir şekilde normal yaşantılarına dönebilirler ve yaşam kaliteleri artar.

Genellikle iyi huylu (benign) tiroid nodülleri (hem solid hem de tiroid kisti ablasyonu için), hastada bası semptomlarına (yutma güçlüğü, nefes darlığı, öksürük hissi) veya kozmetik sorunlara neden olan nodüller, ve belirli seçilmiş tiroid kanseri vakaları (özellikle küçük papiller tiroid kanserleri) ameliyatsız ablasyon için uygun olabilir. Uygunluk durumu, nodülün boyutu, konumu, ultrasonografik özellikleri, elastografi sonuçları, biyopsi sonuçları ve hastanın genel sağlık durumu detaylı bir değerlendirme sonrası Prof. Dr. Aykut Recep Aktaş tarafından belirlenir.

Paratiroid adenomları, birincil hiperparatiroidiye neden olan ve kalsiyum yüksekliği ile ilişkilendirilen benign tümörlerdir. Bu adenomlar, embolizasyon veya Radyofrekans Ablasyon (RFA) gibi ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebilir. Embolizasyon, damarlanması yoğun olan paratiroid adenomlarında, besleyici damarların tıkanarak adenomun küçülmesini ve aşırı hormon üretimini durdurmasını sağlayan bir tedavi yöntemidir. RFA ise ısı enerjisiyle adenomu yok eder. Özellikle cerrahi riski yüksek olan veya daha önce başarısız ameliyat geçirmiş hastalarda bu yöntemler etkili bir alternatiftir. Paratiroid ablasyonu başarı oranı oldukça yüksektir ve kalsiyum seviyelerinin normalleşmesine yardımcı olur.

Tiroid ve paratiroid ablasyon işlemleri sonrası iyileşme süreci oldukça kısadır. Çoğu hasta işlemden kısa bir süre sonra klinikten ayrılabilir ve birkaç gün içinde günlük aktivitelerine tamamen dönebilir. İşlem bölgesinde hafif ağrı, hassasiyet veya şişlik görülebilir, ancak bu durum genellikle basit ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilir ve kısa sürede kaybolur. Nodülün küçülme süreci ve genel iyileşme için tiroid ablasyonu sonrası düzenli takip randevuları önemlidir. Hastaların doktor tavsiyelerine uyması ve belirtilen kontrol sürelerine riayet etmesi, tedavinin uzun vadeli başarısı için kritik öneme sahiptir.

Tiroid ablasyonu, deneyimli bir girişimsel radyolog tarafından uygulandığında oldukça güvenli bir yöntemdir. Cerrahiye kıyasla daha az risk taşır. Potansiyel yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Bunlar arasında işlem bölgesinde ağrı, hafif şişlik veya morluk, nadiren ses kısıklığı (geçici olabilir) veya sinir tahrişi yer alabilir. Kliniğimizde, gelişmiş ultrason rehberliği ve deneyimli ekibimizle bu riskleri minimuma indiriyoruz. Hastalarımıza işlem öncesi ve sonrası tüm olası durumlar hakkında detaylı bilgi verilir.

Ameliyatsız guatr tedavisi yöntemleri (Mikrodalga Ablasyon, RFA gibi) nodülün termal ablasyonu yoluyla küçülmesini hedefler. Bu küçülme genellikle kalıcıdır ve nodülün tekrar büyüme riski düşüktür. İlk sonuçlar işlemden sonraki haftalarda görülmeye başlar, ancak nodülün tam küçülme potansiyeline ulaşması ve semptomların tamamen gerilemesi birkaç ay sürebilir. Düzenli takip kontrolleri ile bu süreç yakından izlenir ve tedavinin etkinliği değerlendirilir. Ameliyatsız guatr küçültmenin uzun vadeli başarı oranları oldukça yüksektir.